Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, siyasi partilerin iç işleyişinin hukuka uygun bir biçimde sürdürülmesi gerektiğini vurgulayarak, özellikle Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) 38. Olağan İstanbul İl Kongresi ile ilgili mahkemeden alınan kararları değerlendirdi. Tunç, yargılama sürecinin devam ettiğini açıklayarak, bir CHP delegesinin başvurusu sonrası yargı sürecinin başladığını hatırlattı. Ayrıca, gençlerin ve toplumun güvenliğini tehdit eden trafik magandalarını ve düğünlerde yapılan havaya ateş açılmasını da ele aldı. Bakan, bu konuda, meskun mahalde silah atmanın cezasının ağırlaştırılmasına yönelik taslağın Meclis'e sunulduğunu duyurdu.
Meskun Mahalde Silah Atmaya Cezalar Artıyor
Bakan Yılmaz Tunç'un belirttiğine göre, meskun mahalde silah atma eylemi, toplumsal huzuru bozma potansiyeli taşıdığından dolayı ciddi bir suç sayılarak, ceza yasalarına eklenmesi gerektiği ifade edildi. Bakan, bu tür eylemler için 1 yıldan 5 yıla kadar ceza öngören yargı taslağının Meclis'e sunulduğunu ve ceza yasasında bu tür davranışları önlemek amacıyla toplumsal huzur ve güvenliği tehdit eden suistimallerin yaptırımlarının daha net hale getirileceğini kaydetti. Bu kapsamda, kasten yaralama ya da öldürme olmaksızın da ceza verilmesi gerektiğini vurguladı. Düğünlerde ve kutlama günlerinde silah atılması durumunda cezaların 1 yıldan 7.5 yıla kadar uzaması planlanıyor. Ayrıca, bu taslağın Genel Kurul'dan geçeceği de Bakan Tunç tarafından ifade edildi.
Trafik Magandalarına Yönelik Tedbirler Alınıyor
Yılmaz Tunç, trafik magandalarının yol kesme gibi tehlikeli davranışlarının da önüne geçilmesi gerektiğini belirtirken, bunun için 1 yıldan 3 yıla kadar ceza verilmesi gerektiğini kaydetti. Bu tür eylemlerin cezasız kalması toplumsal bir sorun haline geldiği için yasal düzenlemelerin şart olduğunu ifade eden Bakan, gerçekleştirilen bu yasaların, toplumu korumayı amaçladığını dile getirdi. Son yıllarda artan bilişim suçları ve telefon dolandırıcılıkları da dikkat çekici bir şekilde yargı süreçlerinin önemini artırdı. Bakan Tunç, bu konulardaki yargı reformlarının 10. Yargı Paketi’nin uygulamalarına paralel olarak devam ettiğini de belirtti.
Yargı Reformu Sürecindeki Gelişmeler
Bakan Tunç, 10. Yargı Paketi ile hasta hükümlüler ve tutuklular için yapılan önemli iyileştirmeleri hatırlatarak, konutta infaz gibi özel infaz usullerinin de yürürlüğe girdiğini aktardı. 11. Yargı Paketi için hazırlıkların sürdüğünü belirten Tunç, yeni adli yılın başlamasıyla birlikte yargı teşkilatının iş yüküne de dikkat çekti. 220 bin personel ve 25 bin hakim ve savcı ile yürütülen çalışmaların, iş yükünü azaltma hedefi doğrultusunda sürdüğünü, 2024 yılı itibarıyla 13 milyon 896 bin kararın verildiğini söyledi. Sürecin iyileştirilmesi için belirlenen hedefler, 2025-2029 dönemini kapsayan Yargı Reformu Strateji Belgesi ile belirlenmiş, hedef sürelerin uygulanması için somut adımlar atılacağına da vurgu yaptı.
Devam Eden Yargılama Süreçleri ve CHP Davaları
Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) il kongresiyle ilgili davaların devam ettiğine işaret eden Bakan Tunç, bu süreçte verilecek kararların yargı makamlarınca belirleneceğini ifade etti. Hem Ankara'daki genel merkez kurultayı hem de İstanbul il kongresi ile ilgili yürüyen ceza ve hukuk davalarının bulunduğunu kaydeden Tunç, mahkemenin vermiş olduğu kararların kamuoyu tarafından da değerlendirildiğini dile getirdi. Tunç, mevcut süreçlerin, CHP'nin iç yapısıyla ilgili yapılan başvurulardan kaynaklandığını belirterek, yargı sürecinin sağlıklı bir şekilde ilerlemesi için hukuka saygı gösterilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Yargıya Müdahale Eleştirileri
CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in yargıya yönelik açıklamalarına cevap veren Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, yargının bağımsız olduğunu vurguladı. Mücadele edenlerin, kendi partileri içerisinden gelen delegeler olduğunu ve bu durumun yargılama süreçlerini daha da karmaşık hale getirdiğini belirtti. Yargı süreçlerinin, ceza davaları ve hukuki hakların üzerine bina edildiğini ve yargının her zaman kendi kararlarını vermesi gerektiğini ifade etti. Mahkeme kararlarının tanınmaması ya da yabana atılmasının, demokratik hukuk devleti ilkesine aykırı olduğunu belirten Tunç, hukukun ihlali noktasında da herkesin aynı hassasiyeti göstermesi gerektiğini vurguladı. Yargı sürecinin beklenilmesi ve hukuki yolların kullanılması gerekliliği üzerinde durarak, adaletin sağlanmasının ortak bir sorumluluk olduğuna dikkat çekti.