Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı, son zamanlarda medya camiasını etkin şekilde etkileyen bir operasyon başlattı. Bu operasyon çerçevesinde, Can Holding’in sahipleri olan Mehmet Şakir Can, Kemal Can ve Kenan Tekdağ dahil olmak üzere toplamda 8 kişi için gözaltı kararı çıkarıldı. Soruşturma kapsamında, bu kişilere suç örgütü kurma, dolandırıcılık, kaçakçılık ve kara para aklama gibi ağır iddialar yöneltiliyor.
Soruşturmanın Arka Planı
Soruşturma, Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen bir dizi adli işlemle başlatıldı. Can Holding'e bağlı firmalar üzerinden yasa dışı faaliyetler yürütüldüğü iddiaları ortaya atıldı. Bu kapsamda, suç işlemek amacıyla örgüt oluşturulduğu ve bu örgüt aracılığıyla nitelikli dolandırıcılık, vergi kaçakçılığı gibi suçların işlendiği belirlendi. Söz konusu ürünlerin yönetimi sırasında elde edilen gelirlerin aklanmasına yönelik çeşitli yöntemlerin uygulandığı ifade ediliyor. Örgüt, yasadışı yollardan elde ettiği gelirleri şirket hesaplarına aktararak, bu gelirleri gizlemek amacıyla karmaşık bir finansal düzen oluşturmuş gibi görünüyor.
Mali Denetimler ve Tespitler
Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) tarafından hazırlanan raporlar ve mali denetim birimlerinin düzenlediği inceleme raporları, bu soruşturmanın temel taşlarını oluşturuyor. Elde edilen veriler, Can Holding'e bağlı şirketlerin kaynağı belirsiz büyük miktarda para girişleri yaptığını ortaya koyuyor. İddialara göre, bu paralar şirketler arası aktarım yoluyla izlerinin kaybedilmesi hedefleniyor. Bunun dışında, vergi yükümlülüğünün azaltılması amacıyla faturasız işlemler ve sahte belgelerin düzenlendiği de tespit edildi. Bu durum, mali düzenin çökertilmesine yol açan ciddi bir durum olarak öne çıkıyor; ayrıca, dışarıya yansıtılan mali tablo, gerçekte var olmayan bir durumu yansıtmaktan başka bir işlev görmüyor.
Suç Örgütü ve Hedefleri
Holding şeklinde kurulan çıkar amaçlı suç örgütünün, Can kardeşler liderliğinde hareket ettiği ve bu organizasyonda birçok şirketin kurulması aracılığıyla denetim mekanizmalarını zorlaştırdığı belirtiliyor. Yönetim kurulunda değişiklikler yaparak, suç işleyen örgüt üyeleri arasında sorumluluğun paylaşıldığı ve bu şekilde hukuki yaptırımlardan kaçma hedefinin güdüldüğü anlaşılıyor. Ayrıca, ticari faaliyeti bulunmayan şirketlerdekinakitsenmaka artırımları yapıldığı ve bu artırımların kaynağı olarak ortaklara borç gösterildiği iddia ediliyor. Bu borçların gerçekte var olmadığı, ancak Varlık Barışı Kanunu aracılığıyla suç gelirlerinin aklanmasını amaçladığı dile getiriliyor.
El Koyma ve Gözaltı Uygulamaları
MASAK raporlarıyla ortaya çıkan bulgular çerçevesinde, suç örgütünün gerçekleştirdiği nitelikli dolandırıcılık, kaçakçılık ve vergi yasalarına muhalefet gibi suçlardan elde edilen gelirlerin iktisadi hacimlerini büyüttüğü belirtiliyor. Eğitim, medya, finans ve enerji sektörleri gibi stratejik alanlarda yapılan alımlar ve yatırım faaliyetlerinin suç gelirleriyle finanse edildiği ifade ediliyor. Bu operasyon sonucunda, 121 şirkete TMSF tarafından kayyım atanarak malvarlıklarına el konuldu. Ayrıca, 10 şüpheli hakkında gözaltı kararı çıkarıldığı kaydedildi.
Son Gelişmeler ve Holdingin Geçmişi
Medya sektöründeki önemli değişiklikler arasında Turgay Ciner'in Aralık 2024'te Habertürk ve Show TV'nin hisselerini Can Grubu'na devretmesi bulunuyor. Bu transfer, Can Holding’in medya üzerindeki etkisini artırdı. Bunun yanı sıra, Energy akaryakıt istasyonları, İstanbul Bilgi Üniversitesi ve Doğa Koleji gibi çeşitli işletmelere sahip olan Can Holding, farklı sanayi kollarında da faaliyet gösteriyor. Yürütülen bu operasyon, holdingin medya dünyasındaki gücünü sarsacak bir gelişme olarak değerlendiriliyor ve sürecin nasıl evrileceği merakla bekleniyor.