Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2. İstanbul Dünya İslam Ekonomisi Zirvesi'nde yaptığı konuşmada, faizsiz ekonomik sistemin gerekliliğine dikkat çekti. Zirvenin üç kıtanın kesişim noktası olan İstanbul'da gerçekleşmesinin büyük bir onur olduğunu vurgulayan Erdoğan, etkinliğin başarılı geçmesi temennisinde bulundu.
Faizsiz Ekonomi Vurgusu
Erdoğan, konuşmasında faizsiz ekonomiye duyduğu özlemi dile getirerek, mevcut faiz odaklı ekonomik sisteminin değişmesi gerektiğini vurguladı. Cari küresel ekonomik sistemin yalnızca tüketim ve kar odaklı yapısının insanî değerleri göz ardı ettiğini belirten Cumhurbaşkanı, bu durumun eşitsizlikleri derinleştirdiğini ve insanları üretimsiz bir büyümeye ittiğini ifade etti. Mevcut sistemin ekonomik kalkınma için etkili çözümler sunmadığını kaydeden Erdoğan, birçok uzman ve düşünürün mevcut durumu eleştirdiğini söyledi.
Bireylerin Faizle Mücadelesi
Erdoğan, siyasi hayatının her döneminde faize dayalı ekonomik düzene karşı durduğunu ifade ederek, bu sistemin toplumsal eşitsizlikler yarattığını ve insanları bir avuç sermayedara bağımlı hale getirdiğini belirtti. Faiz ve faizli sistemin meşruluğunu kabul etmeyeceklerini belirten Cumhurbaşkanı, bu durumun her alanda sorunlar ve sıkıntılar yarattığını dile getirdi. Türkiye’deki muhalefetin de zaman zaman faize dayalı sisteme karşı duruş sergilemediğine dikkat çekti.
Faizsiz Ekonomi Mücadelesi
Erdoğan, faizsiz bir ekonomik sistemin gerekliliğini yüksek sesle dillendirmeye devam edeceğini belirtti. Faiz oranlarının düşmesi ve adil ekonomik yaklaşımları desteklemek adına mücadele edeceğini ifade eden Cumhurbaşkanı, bu süreçte alternatif çözümlerin de üretilmesi gerektiğinin altını çizdi. İslam ülkelerinin küresel ekonomi içindeki yerini güçlendirmek için mevcut potansiyelin en iyi şekilde kullanılması gerektiğini vurgulamıştır.
İslam Ekonomisi ve Ticaret Hedefleri
İslami finans sektörünün büyüklüğünün 2,5 trilyon dolara ulaştığını belirten Erdoğan, dünya nüfusunun yüzde 25'ini oluşturan Müslümanların dünya ticaretinden yalnızca yüzde 11 pay aldığını ifade etti. Bu durumun, İslam dünyasının ekonomik potansiyelini tam olarak kullanamadığını göstermekte olduğunu söyleyen Erdoğan, ticaret, yatırım ve işbirliği fırsatlarının artırılması gerektiğini belirtti. Zirve çerçevesinde yapılacak tartışmaların, İslami finansın uluslararası alandaki rolünü güçlendirmeye yardımcı olacağını düşündüğünü ifade etti.
İstanbul Finans Merkezi Adımları
Erdoğan, Türkiye'nin tarihi sorumluluğuyla İstanbul'u bir finans merkezi haline getirmeye yönelik adımlar attığını belirtti. İstanbul Finans Merkezi çerçevesinde yürütülen işbirliklerinin, İslami değerleri koruyan bir model oluşturma amacını taşıdığını vurguladı. Bu bağlamda, katılım finansın gelişimini desteklemek için gereken tüm çabaların gösterileceğini söyledi. İstanbul'un finans merkezi olarak sağladığı avantajların kalıcı kazanımlara dönüşmesi için ilgili kurumların harekete geçmesini beklediğini belirtti.
Ekonomik Zorluklar ve Deprem Yardımları
Küresel ekonomik zorluklar ve Türkiye'nin deprem felaketinin etkileri hakkında da konuşan Erdoğan, bu süreçte uygulanan mali yardımın önemine değindi. Yüksek borçluluk, iklim değişikliği ve finansal krizler gibi sorunların ekonomik belirsizlikler doğurduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı, Türkiye’nin depremden etkilenen bölgelere yönelik desteklerinin süreceğini belirtti. Son iki yılda 201 bin konutun yapılmasının, Türkiye'nin sorunlarıyla başa çıkma kararlılığının bir göstergesi olduğunu aktardı.