CHP’de Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik tasfiye süreçleri devam ediyor. Bir taraftan partinin çevresinde devam eden yolsuzluk soruşturmaları, diğer taraftan şaibeli kongre davalarıyla mücadele eden Cumhuriyet Halk Partisi’nde bir huzursuzluk atmosferi hakim. Partide meydana gelen değişiklikler ve alınan kararlar, örgüt içinde geniş yankılar uyandırıyor.
Kongre Süreçleri ve İddialar
CHP yönetimi, partinin içindeki sıkıntıları aşmak için temmuz ayında olağan kongre takvimini duyurmuştu. Ancak bu süreç, para karşılığı oy kullanma ve delege transferi gibi ciddi iddialarla gölgelenmiş durumda. Yerel seçimlerde oluşturulan delege yapısının temizlenmesi adına sarf edilen çabalar, parti içinde büyük tepki topladı. Bunun yanında, partinin mahkeme ile olan ilişkisinin sorgulanması, bazı üyelerin rahatsızlık duymasına yol açtı. Yönetimin, bu tür skandallar karşısında iç soruşturmalar başlatmak yerine, yasal yolları sonuçsuz bırakma çabası, partinin geleceği açısından endişeleri artırıyor.
Delegelerdeki Değişiklikler
CHP yönetimi, durağan bir yapıdan kurtulmak amacıyla delege sisteminde köklü değişikliklere gitmek için harekete geçti. 13 Ağustos’ta başlayan mahalle seçimleri ile birlikte, partinin delege yapısında önemli değişimler gözlemlendi. Ancak bu süreçte katılım oranlarının %25 civarında kalması, genel merkezin etkisini ortaya koyan bir diğer unsur. İlçe kongrelerinde ise yaklaşık 300 ilçe başkanının değişmesi, Türkiye genelindeki ilçe başkanlıklarının neredeyse üçte birinin yeniden belirlenmesi anlamına geliyor. Analizler, görevden alınan bu isimlerin çoğunun Kılıçdaroğlu döneminde göreve geldiğini gösteriyor. Bu durum, parti içindeki eski yönetim anlayışının tamamıyla değişmekte olduğunu gözler önüne seriyor.
İl Başkanlıklarında Beklenen Değişiklikler
Partinin il kongreleri sırasında da benzer değişikliklerin yaşanması muhtemel görünüyor. 25'ten fazla il başkanının görevden alınması ve genel merkezin desteklediği yeni isimlerin aday gösterilmesi üzerinde çalışmalar yapıldığı edinilen bilgiler arasında. Bu tür bir değişim, partinin yapısında derinlemesine bir dönüşümü simgeliyor. İçindeki muhalif grupların etkisini azaltmak üzere uygulanan bu strateji, Kılıçdaroğlu’nun eski ekibinin önemli bir kısmının tasfiyesini hedefliyor. CHP yönetiminin bu hamleleri, yeni dönemde kendi kontrolünü artırmak için attığı adımlar olarak değerlendiriliyor.
Kılıçdaroğlu'na Yakın İsimlerin Tasfiyesi
Parti içindeki kongre sürecinin tamamlanmasının ardından, Kemal Kılıçdaroğlu'na yakın olduğu bilinen muhalif fraksiyonların etkisinin azaltılması amaçlanıyor. Parti yönetimi, bu süreci kendi lehine kullanarak güçlü bir liderlik anlayışı oluşturmak istiyor. Ancak bu tür hamlelerin, muhalefette bazı huzursuzluklara yol açabileceği belirtiliyor. Kılıçdaroğlu'nun anahtar isimlerinin tasfiye edilmesi, sadece geçmişin bir kalıntısından kurtulma arayışı olarak değil, aynı zamanda gelecekteki siyasi mücadeleler için bir güç elde etme çabası olarak da yorumlanıyor.
Kurultay Süreci ve Belirsizlikler
Bugün gerçekleştirilecek olan Merkez Yürütme Kurulu toplantısında 39. Olağan Kurultay tarihinin açıklanması bekleniyor. Ancak kurultay ile ilgili süreçlerin mevcut mahkeme davaları nedeniyle belirsizliğini koruması, parti üyeleri arasında kaygılara neden oluyor. Partinin olağan kurultayını gerçekleştirmek için hızlı adımlar atması, bazı delegeler arasında tartışmalara yol açarken, CHP yönetiminin mahkeme kararına rağmen bu süreci yürütme kararı alması, muhalefette bazı soru işaretlerini de beraberinde getiriyor. Parti içindeki bu karmaşık durum, önümüzdeki günlerde nasıl bir tablo ortaya çıkacağını merakla beklenmesine neden oluyor.
