Kalp ve damar hastalıkları, pıhtı oluşumu ve emboli atılması gibi durumlar, dünyada ölüm nedenleri arasında öne çıkıyor. Özellikle inme (felç) vakaları, bu hastalıkların en tehlikeli sonuçları arasında yer alıyor. Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Macit Bitargil, bu tehlikeli durumu açıklayarak şah damarının daralmasının – tıptaki adıyla karotis arter stenozu – önemli bir risk faktörü olduğunu ifade etti.
Şah Damarının Önemi
Şah damarı, boyun her iki yanında bulunan ve kalpten beyne doğrudan kan taşıyan ana damarlardır. Bu damarlar zaman içinde çeşitli faktörlerle daralabilir. Kolesterol yüksekliği, yüksek tansiyon, sigara kullanımı, şeker hastalığı ve yaşlanma gibi etkenler, bu damarlarda plak oluşumuna yol açar. Doç. Dr. Bitargil, bu plakların damar içindeki akışı bozarak beyne giden kanın paternini değiştirdiğini belirtiyor. Bu durum, türbülan akım yaratırken, damardaki daralma pıhtı oluşumuna zemin hazırlayabilir. Pıhtı, beyne ulaştığında, geçici iskemik ataklar (TIA) ya da kalıcı inme gibi ciddi sağlık sorunlarının gelişmesine neden olabilir.
Belirtiler ve Riskler
Şah damarı hastalığı genellikle belirti vermeden seyreder. Ancak uzman, bazen öncül bulguların tehlikenin habercisi olabileceğini vurguluyor. Gözde ani kararma ve geçici görme kaybı, dudak köşesinde uyuşma veya asimetri, tek taraflı kol ya da bacakta ani uyuşma gibi durumlar, dikkat edilmesi gereken belirtilerdir. Bu tür belirtiler genellikle birkaç dakika içinde geçse de, bunlar felç öncesi sinyaller olarak dikkate alınmalıdır. Belirtilerin varlığı, beyne pıhtı atma ihtimalinin yüksek olduğunu işaret eder. Bu durumda hemen bir sağlık kuruluşuna başvurmak son derece önemlidir.
Tanı ve Tanı Yöntemleri
Şah damarı tıkanıklığı tanısı koymak için en yaygın kullanılan yöntemlerden biri renkli doppler ultrasonografidir. Bu yöntem, damar içindeki kan akışını, daralma seviyesini ve plakların özelliklerini değerlendirmek için oldukça etkilidir. Ancak bazı hastalarda daha detaylı bilgiye ulaşmak amacıyla BT anjiyografi veya MR anjiyografi gibi ileri görüntüleme teknikleri de uygulanabilir. Doç. Dr. Bitargil, tanı sonrası hastanın genel sağlık durumu ve damar daralmasının seviyesine göre en uygun tedavi yönteminin seçileceğini ifade ediyor. Bazı durumlarda ilaç tedavisi yeterli olabilir, ancak kritik daralmalarda cerrahi müdahale gereklidir.
Tedavi Yöntemleri
Kalp ve damar cerrahisi uzmanları, şah damarı hastalığında tedavi süreçlerini dikkatlice yönlendiren uzmanlardır. Hafif daralmalar için kan sulandırıcılar ve kolesterol düşürücü ilaçlar önerilebilir. Ancak, önemli darlıkları olan hastalar için cerrahi müdahale (karotis endarterektomi) gereklidir. Bu cerrahi işlem, darman açılıp temizlenmesi yoluyla beyne giden kan akışını güvenli bir şekilde yeniden sağlar. Cerrahi tedavi, beyne pıhtı atma riskini azaltma potansiyeline sahiptir ve dünya genelinde hala altın standart tedavi yöntemi olarak kabul edilmektedir. Belirtileri olan hastalarda yüzde 50-99 darlık, belirti vermeyenlerde ise yüzde 60-99 darlık cerrahi müdahale gerektirir. Tam tıkalı damarlar için cerrahi endikasyon bulunmamaktadır. Cerrahi işlem günümüz teknolojisiyle lokal anestezi altında, hasta uyanıkken rahat bir şekilde gerçekleştirilebilir.
Risk Faktörleri ve Önemi
Şah damarında hastalık riski taşıyan bireyler arasında, yaş, hipertansiyon, şeker hastalığı, sigara içme, ailede inme öyküsü, yüksek kolesterol ve hareketsiz yaşam gibi faktörler ön plana çıkmaktadır. Özellikle erkekler 45, kadınlar ise 55 yaş üstü grupta daha fazla risk altındadır. Doç. Dr. Bitargil, bu hastalığın sinsi bir seyre sahip olduğunu ve erken teşhis edilmediği takdirde felç riskinin önemli ölçüde artığını belirtmektedir. Bu nedenle, risk grubu içerisindeki bireylerin düzenli kontroller yaptırmaları hayati öneme sahiptir. Şah damarı tıkanıklığı çoğu zaman belirti vermeden ilerler ve ani felçlere yol açabilecek kadar ciddi bir durumdur. Erken tanı ve uygun tedavi ile bu risklerin önlenebileceği vurgulanmaktadır.