İsrail basınında son günlerde yer alan haberlere göre, Gazze’de imzalanan ateşkes anlaşmasında Türkiye’nin önemli bir rol oynadığına vurgu yapıldı. Türkiye, Katar ve Mısır’ın diplomatik çabaları, esirlerin serbest bırakılması sonrasında İsrail’in saldırılarını durdurması konusunda Hamas’ı ikna etmede etkili oldu. Bu durum, Türkiye’nin süreçteki etkisini öne çıkarırken, Arap diplomatların görüşlerine de ışık tuttu.
Türkiye’nin Diplomatik Çabaları
İsrail menşeli The Times of Israel gazetesi, Türkiye’nin, Katar ve Mısır ile birlikte yürüttüğü yoğun diplomasi faaliyetlerini gündeme taşıdı. Bu ülkelerin, esirlerin serbest bırakılmasının ardından Hamas’ı, İsrail tarafının saldırılarına tekrar yönelmeyeceği hususunda ikna etmek için yaptıkları görüşmeler ön plana çıktı. Türkiye’nin bu süreçteki katkısının, sağlanan ateşkes anlaşmasında belirleyici bir faktör olarak değerlendirildiği ifade ediliyor. Diplomatik ilişkilerin karmaşık yapısı içinde, Türkiye’nin bu tür bir rol üstlenmesi, bölgedeki dengeyi değiştirebilecek potansiyele sahip olduğu yönünde yorumlanıyor. İran ve diğer bölgesel aktörlerle birlikte hareket eden Türkiye, bu tür uzlaşma süreçlerinde önemli bir güç haline geldiğini göstermiş oldu.
Katar ile Türkiye'nin Taahhütleri
Haberlere göre, Türkiye ve Katar’ın verdikleri taahhütler, Hamas’ın güvenini artırmada etkili oldu. Özellikle, İsrail'in Doha’da düzenlediği bir saldırı sonrası Netanyahu'nun, ABD'deki yetkililere telefon açarak Katarlı yetkililerden özür dilemesi, ilişkilerin yeniden düzelmesi adına önemli bir adımdi. Bu gelişmenin ardından, Katar’ın uluslararası alandaki itibarını yeniden inşa etme çabası dikkat çekse de Hamas üzerindeki etkisi de oldukça belirgindi. Hamas’ın, iki ülkenin, yani Türkiye ve Katar'ın desteğine olan güveninin artması, ateşkes sürecinde atılacak adımlar açısından hayati öneme sahip olduğunu öne çıkarmaktadır.
Türkiye’nin Eleştirileri ve Müzakerelerdeki Rolü
Jerusalem Post gazetesi, Türkiye’nin Mısır’da gerçekleştirilen ateşkes müzakerelerine katıldığını ve bu süreçte İsrail’in saldırılarını sert bir şekilde eleştirdiğini aktardı. Türkiye’nin, bu saldırıları soykırım olarak nitelendirmesi, uluslararası alanda büyük bir yankı uyandırdı. Ülkenin, İsrail ile tüm ticari ilişkilerini askıya alması ve resmi düzeyde uluslararası yaptırımlar uygulanması çağrısında bulunması, diplomatik çıkışının ne kadar güçlü olduğunu göstermekte. Türkiye’nin ayrıca, iki devletli çözüm önerisiyle barış için çabaladığına vurgu yapılması da dikkat çekici bir diğer ayrıntı oldu. Bu tutum, tarafa olan güveni artırmakla birlikte, sürdürülebilir bir barış ortamının yaratılabilmesi adına da önemli bir adım olarak değerlendirildi.
Son Gelişmeler ve ABD'nin Rolü
ABD Başkanı Donald Trump’ın, Mısır’daki müzakerelerde hem İsrail hem de Hamas’ın, Gazze’deki ateşkes planının ilk aşamasını onayladığını duyurması, gelişmelerin hız kazanmasına sebep oldu. Trump, Türkiye, Katar ve Mısır'ın çabalarını takdir ettiğine dair açıklamalar yaparak, bu ülkelerin müzakerelerdeki rollerini onurlandırdı. Bu dönemde imzalanan 20 maddelik ateşkes anlaşmasının önemi büyükken, İsrail ordusunun Gazze’deki operasyonlarına devam etmesi de durumu karmaşık hale getirdi. Anlaşma, Mısır’ın El Kahire haber ajansı tarafından aktarılırken, ateşkesin hükümet tarafından onaylanmasının ardından yürürlüğe gireceği bildirildi. Gözler, rehinelerin serbest bırakılacağı pazar günü ve sonrasında atılacak adımlar üzerinde yoğunlaşıyor.
Gelecek Planları ve Yardım Faaliyetleri
Hamas yetkilileri, Katar’ın El Arabi TV kanalına yaptığı açıklamada, pazar gününden itibarenher gün 400 yardım kamyonunun Gazze’ye giriş yapacağını belirtti. Bu yardım çalışmaları, bölgedeki insani durumu iyileştirmek adına önemli bir adım olarak değerlendirilmektedir. Yardım göndermenin yanı sıra, Gazze’de kalıcı bir barış sağlama çabalarına odaklanmak da öncelikli hedefler arasında. Uluslararası toplumun dikkatini çeken bu durum, Türkiye, Katar ve Mısır'ın işbirliğinin ne denli etkili olabileceğine dair umudun artmasına neden olmaktadır. Gelecekte bu tür yardımların sürdürülebilirliği ise, bölgedeki istikrarın sağlanmasına bağlı olarak şekillenecektir.