İş yerlerinde, bazı çalışanların yoğun iş temposuna uyum sağlamakta zorlandığı veya sadece çalışıyormuş gibi görünme eğiliminde olduğu davranışlar, yöneticiler tarafından giderek daha fazla fark edilmeye başlandı. Forbes'ta yer alan bir makale, bu olguyu ele alarak "çalışıyor gibi görünenler" adına yeni bir tanım ortaya koyuyor. Bu yeni yaklaşım, "sessiz gizlenme" olarak adlandırılıyor.
Çalışma Hayatında Sessiz Gizlenme
Sessiz gizlenme, çalışanların görünürdeki faaliyetlerini ve iş yerindeki performanslarını saklama davranışını ifade ediyor. Forbes'teki makaleye dayanan bir araştırma, bu durumun iş gücünde sessiz bir kriz olarak tanımlandığını vurguluyor. Yaptıkları anket sonucunda, katılımcıların %58'i bilgi veya yetenek eksikliklerini gizlemek adına çeşitli stratejiler geliştirdiklerini belirtiyor. Bu durum, çalışanların iş yerinde kendilerini saklama, uyumsuzluk hissi yaşama veya yeterlilik baskısı altında kalma eğilimlerini de beraberinde getiriyor.
Sessiz Çöküşün Etkileri
Hu-X’in kurucusu Tia Katz, iş dünyasında "sessiz istifa" gibi terimlerin yanı sıra "sessiz çöküş" kavramının da gündeme geldiğini belirtiyor. Sessiz çöküş, bireylerin tükenmişlik ve içe çekilme gibi duygusal yıpranma süreçlerini ifade ediyor. Katz'a göre, birçok çalışanın davranışlarının arkasında bu tür görünmeyen sıkıntılar yatıyor. Sessiz gizlenme terimi ise, bireylerin ait olma hissini koruma çabasından kaynaklanarak, sosyal yargılardan kaçınmak için kişisel özelliklerini gizlemeyi ifade ediyor. Özellikle ırk, cinsiyet, cinsel yönelim gibi kimlik özellikleri, çalışanların iş yerinde ortaya koymaktan kaçındıkları unsurlar arasında yer alıyor.
Gizlenmenin Özünde Yatan Nedenler
Belirli bir düzeyde gizlenme, sosyal ve profesyonel ortamlarda uyum sağlamak adına doğal bir davranış olarak görülebilir. Ancak bu durum kalıcı hale geldiğinde, çeşitli psikolojik sorunlara ve iş yerindeki verimsizliklere neden olabiliyor. Hu-X ile Hi-Bob tarafından yapılan bir diğer araştırma, çalışanların %97'sinin en az zaman zaman gizlenme davranışı sergilediğini ve %67'sinin ise sıkça bu duruma başvurduğunu ortaya koydu. Araştırmanın sonuçları, profesyonel bir imaja sahip olmanın, sosyal kabul görmenin ve ayrımcılıktan kaçınmanın bu davranışların başlıca nedenleri olduğunu gösteriyor. Çalışanlar, iş yerinde kabul görmek ve kariyer fırsatlarını artırmak amacıyla kendilerinden bir şeyler saklamakta oldukça yaygın bir eğilim gösteriyorlar.
Z Kuşağı ve Gizlenme Davranışları
Z kuşağı, iş yapma biçimlerinin yanı sıra iş yerinin kurallarını da sessizce yeniden biçimlendirmekte. Hu-X ile Hi-Bob'un araştırması, bu neslin iş yaşamında duygu ve düşüncelerini saklama eğiliminde olduklarına dikkat çekiyor. Z kuşağı çalışanları, Baby Boomer nesline göre kimliklerini gizleme konusunda iki kat daha fazla eğilim gösteriyorlar. Araştırmaya katılan Z kuşağı bireylerinin neredeyse yarısı, terfi hırsıyla ruh sağlığı veya geçmiş deneyimlerini gizlediğini ifade etmekte. Bu nesil, gizlenmeyi stratejik bir karar olarak görmekte ve terfi, maaş artışı gibi fırsatları artırmak adına bu davranışa yönelmektedir.
Dijital Gizlilik ve Yapay Zeka Korkusu
Öte yandan, Z ve Y kuşaklarının yapay zekâ ile ilgili işlerini kaybetme korkusu da gizlenme davranışına zemin hazırlayan faktörler arasında yer alıyor. PR Newswire tarafından gerçekleştirilen bir araştırma, Z kuşağının yapay zeka araçlarını iş süreçlerinde kullanma konusunda hızlı davrandığını ancak bu durumu yöneticilerinden gizlediğini açığa çıkardı. Çalışanların %47’si yapay zekanın işlerini ellerinden alabileceğinden endişe etmekte. Ayrıca, iş yerinde gizliliklerini korumak amacıyla bireysel yazılımları da kullanmayı tercih ettikleri görülüyor. Bu durum, kurumsal güvenlik için önemli bir tehdit oluşturabilecek faktörler arasında yer almakta. Wrike CMO’su Christine Royston, yapay zeka konusunda eksik yönergelerin bir tehlike taşıdığını ifade ediyor.