Milyonlarca çalışanı ve işvereni doğrudan etkileyen kritik bir karar, Yargıtay tarafından duyuruldu. Yıllık ücretli izne çıkan işçilerin, izinde geçirdikleri sürelerin ücretlerinin maaş hesaplarına izne çıkmadan önce yatırılmaması durumunda işçinin haklı fesih talebinde bulunabileceği belirtildi. Sosyal Güvenlik Uzmanı Prof. Dr. Cem Kılıç, bu kararın işçi lehine olduğunu ifade ederek, izne çıkmadan önce ödenmemiş ücretlerin işçinin kıdem tazminatına hak kazanmasını sağlayacağına dikkat çekti.
Yıllık İzin Ücretlerinin Önemi
Türkiye’de birçok çalışanın yeterince bilgi sahibi olmadığı yıllık izin ücretleriyle ilgili önemli hukuki düzenlemeler bulunuyor. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 57. maddesinde, yıllık izin kullanan işçilerin, izin öncesinde ücretlerinin peşin olarak ödenmesi gerektiği açıkça ifade edilmektedir. Bu durum, işçilerin alacaklarını güvence altına alırken, işverene de yükümlülükler getirmektedir. İşveren, yıllık izne çıkan bir çalışanın izinde geçirdiği sürelerin ücretini, çalışanın izne çıkmadan önce ödemekle yükümlüdür. Aksi takdirde, çalışanın haklı fesih hakkı doğar. Bu düzenleme, çalışanların haklarını korurken, işverenlerin de yasaların gerekliliklerine uyması gerektiğini ortaya koymaktadır.
Yargıtay’ın Kararı ve Sonuçları
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, 2025/2024 esas ve 2025/2487 numaralı kararında, yıllık izne çıkan bir çalışanın, izne başlamadan önce ücretinin ödenmemesini haklı bir fesih nedeni olarak değerlendirerek, işçinin tazminat hakkına sahip olduğunu ifade etmiştir. Bu karar, benzer durumlarda işçilerin hak arayışlarının ne denli yasal zeminlere dayandığını gözler önüne sermektedir. Yargıtay, işverenin ücretleri zamanında ödememesi durumunun işçinin haklı fesih nedeni sayılacağını belirterek, işçilerin bu konudaki beklentilerini yasal bir çerçeveye oturtmuştur. Bu durum, hem işçilerin hem de işverenlerin, yasal yükümlülüklerini net bir şekilde anlamalarına yardımcı olmaktadır.
İşverenlerin Yükümlülükleri ve İşçilerin Hakları
Yargıtay’ın belirttiği üzere, işverenler, yıllık ücretli izin kullanan her işçiye, izin öncesinde ücret ödemekle yükümlüdür. İşçinin, yıllık izin ücretinin ödenmesini talep etmesine gerek olmadığını ifade eden Yargıtay, bu durumun kanunun bir emri olduğuna dikkat çekmiştir. Dolayısıyla, işverenlerin bu ödeme yükümlülüğünü yerine getirmemesi, işçilerin haklarını savunması ve gerekirse haklı fesih yoluna gitmeleri için yeterli bir neden teşkil etmektedir. Bu durum, işverenlerin ayrıca işçileriyle olan ilişkilerinde dikkatli olmaları gerektiğini de ortaya koymaktadır. Aksi takdirde, hukuki sonuçlarla karşılaşabilirler.
Kötü Niyet Kullanımı ve Çözüm Yolları
Çalışanlar, bazen işten ayrılmak istemediklerinde ve tazminatları biriktiğinde, yıllık izne çıkarak tazminat haklarını almak için haklı fesih yolunun kullanılmasına başvurabiliyor. Bu tür durumlarda, işverenlerin önceki yıllarda da benzer sorunlar yaşandığını savunması, ancak Yargıtay’ın bu maddeler üzerinden net bir karar almasıyla geçerliliğini yitiriyor. Yargıtay, hem işverenlerin hem de işçilerin haklarını göz önünde bulundurarak, çalışanın yıllık izin ücretinin ödenmesinin mutlak ve emredici bir yükümlülük olduğunu vurguluyor. Bu tür anlaşmazlıkların önüne geçebilmek için, işverenlerin, yıllık izne çıkmadan önce işçilerin maaş hesaplarına gerekli ödemeleri yapmaları kritik öneme sahiptir.