TÜİK, Haziran ayı enflasyon verilerini açıkladı ve bu doğrultuda kira artış oranı da netlik kazandı. Temmuz 2025 için konut ve iş yerleri için belirlenen azami kira artış oranı yüzde 43,23 olarak belirlendi. Bu durum, kiracılar için önemli bir gelişme oldu. Peki, ev sahiplerinin bu oranı aşarak talep ettiği yüksek kira artışları karşısında kiracılar ne yapabilir? İşte, kiracının yasal hakları ve olası durumlar...
Kira Artış Oranı ve Yasal Haklar
Türkiye'de kiracılar, ev sahibinin uygulayacağı kira artış oranı ile ilgili çeşitli yasal haklara sahiptir. Bu haklar, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu ve 11 Haziran 2022 tarihinde yürürlüğe giren kira artış sınırı düzenlemesi çerçevesinde değerlendirilmektedir. Yasal çerçeve, hem kiracıların hem de ev sahiplerinin haklarını koruyarak adil bir denge sağlamayı hedeflemektedir. Avukat Mert Yalçın, haziran verileri ışığında açıklanan kira artış oranının bir tavan fiyat olduğunu vurguladı. Yani, ev sahiplerinin bu oranın üzerine çıkması hukuki açıdan mümkün değil. Kiracılar, belirtilen oran dışındaki artış taleplerine karşı, yasal olarak haklarını savunabilir ve gerekirse hukuki süreç başlatabilirler.
Kiracının İspat Mükellefiyeti
Kira borcu, para borcu kapsamında değerlendirildiği için, kiracıların ispat yükümlülüğü, ödemelerini yapmayan tarafta bulunmaktadır. Avukat Yalçın, kiracıların istenen yüksek kira zam oranını ödememe haklarının bulunduğunu ve bu durumu ispat etmek zorunda olmadıklarını belirtti. Dolayısıyla, kiracılar, ev sahiplerinin talep ettiği ve yasal sınırın üzerinde olan kira artışlarını ödemekte serbestler. Kiracılar, kendilerine sunulan kira sözleşmesi ve yasal düzenlemeler çerçevesinde sadece belirlenen en üst artış oranını dikkate alarak ödemelerini yapabilirler. Bu tür durumlar, kira sözleşmelerinin yazılı olması ve ev sahibinin talebinin haksızlığının ortada olması açısından oldukça önemlidir.
Ev Sahibinin Dava Açma Durumu
Ev sahipleri, kiracıdan talep ettikleri fahiş kira zammını alamadıklarında hukuki yollara başvurabilirler. Ancak, avukat Mert Yalçın'a göre, ev sahiplerinin bu durumu mahkemeye taşımaları halinde, taleplerinin kabul edilmesi olası değildir. Mahkeme, kira artışlarının yıllık Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) oranına göre değerlendirilmesine dayanmaktadır. Bu durumda, ev sahipleri, hukuki bir üstünlük elde edemeyecekleri için kiracıların kendi lehine olan yasal çerçeve içinde haklarını kullanmalarını engelleyemezler. Kiracılar, sözleşmeye dayalı haklarını ve yasal düzenlemeleri öğrenerek eylemlerini buna göre belirlemelidirler.
Kiralık Evden Çıkarma Durumları
Kiracının, evden çıkarılması ise belirli durumlar çerçevesinde mümkündür. Eğer kiracı, kira ödemelerini zamanında yapmıyorsa ve ev sahibinin elinde iki geçerli ihtar varsa ya da kiracıya ait bir taahhütname varsa ev sahibinin kiracısını çıkarması mümkündür. Benzer şekilde, ev sahibi ya da birinci derece yakınlarının, evin kullanım amacı ile taşınması durumu söz konusuysa ve bu durum ispatlanabiliyorsa, kiracı, evden çıkarılabilir. Bu tür durumlar, kiracıların hukuki haklarını korumak adına önemli hususlardır ve kira sözleşmesinin detaylı bir şekilde incelenmesini gerektirir. Böylece kiracılara karşı yapılan haksız uygulamalara karşı gerekli önlemler alınabilir.