Türkiye'de uzun bir süredir yürürlüğe giren Otomatik Katılım Sistemi (OKS), bu yılın ikinci çeyreğinde duyurulacak olan Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi (TES) ile bir araya getiriliyor. Yeni düzenleme ile birlikte, tüm çalışanların zorunlu olarak bu sisteme katılması hedefleniyor. Çalışanların net maaşlarından her ay yüzde 3 oranında bir kesinti yapılacak.
Yeni Katkı Oranları ve Süreç
Bu yeni sistemle, işverenlerden de yüzde 2'lik bir katkı sağlanacakken, devletten ise bu oran yüzde 1 olarak belirlenmiştir. Böylece, çalışanların maaşlarının toplamda yüzde 6’sı her ay Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi'ne aktarılacak. Bu uygulama, emeklilik birikimlerinin daha sağlam bir temel üzerine oturtulmasını sağlayacak. Ayrıca, birikimlerin değerlendirilmesinde devletin devreye girmesi, katılımcılara çeşitli yatırım fırsatları sunacak. Katılımcılar dilerlerse kendi tercih ettikleri yatırım araçlarını seçerek, birikimlerinin büyüme sürecine katkıda bulunabilecekler. Bu durum, doğru yatırım tercihleri ile birikimlerin hızla artmasını mümkün kılacak.
Kıdem Tazminatı Üzerine Gelişmeler
Sistemin detaylarıyla ilgili olarak Habertürk’ün elde ettiği bilgilere göre, üzerinde çalışılan taslaklarda işleyecek olan kıdem tazminatının TES kapsamına alınmamasına yönelik herhangi bir adım yer almıyor. Mevcut durumdaki kıdem tazminatı uygulamasının geçerli kalması planlanıyor. Bu durum, çalışanların mevcut haklarının korunacağı anlamına geliyor. Kıdem tazminatının, bu yeni sistemle birlikte değişmeyeceği ve mevcut kuralların devam edeceği belirtiliyor. Bu açık tutum, hem çalışanlar hem de işverenler için belirsizlikleri ortadan kaldırıyor.
Sistemden Çıkış Koşulları ve İstisnalar
Tamamlayıcı Emeklilik Sisteminin en çarpıcı özelliklerinden biri, katılımcıların çıkış koşulları olacak. Yeni sisteme dahil olan bireyler, 10 yıl dolmadan bu sistemden ayrılmalarına izin verilmeyecek. Bu durum, bireylerin birikimlerini uzun vadeli değerlendirebilmeleri için tasarlanmış bir düzenleme. Ancak bu kuralın yanı sıra, özel durumlar için bazı istisnalar da sunulacak. Örneğin, afet, eğitim gereksinimi, ev alımı veya askerlik gibi acil ihtiyaçlar oluştuğunda, katılımcılara sınırlı miktarda para çekme hakkı tanınacak. Bu da, bireylerin yaşam koşullarındaki değişikliklere yanıt verebilme imkânı sunarak sistemin esnekliğini artırıyor.