Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, bir tasarruf finansman firmasıyla imzalanan sıra tespitli tasarruf planı sözleşmesinin, sözleşmeyi imzalayan kişinin tüketici statüsünde olmadığını belirten yerel mahkeme kararını hukuka aykırı bularak iptal etti. Resmi Gazete'de yayımlanan karara göre, M.N.Ö., 2021 yılında İstanbul merkezli bir finansman şirketine arsa almak amacıyla başvurdu. İlgili anlaşmalar ve organizasyon ücretleri üzerinde mutabık kalınmasının ardından, şirket yetkilileri devreye girdi ve yanlışlıkla M.N.Ö. ile "konut finansmanı sözleşmesi" imzalandı. Hatanın fark edilmesinin ardından, M.N.Ö. organizasyon ücretinin iadesi için tüketici hakem heyetine başvuruda bulundu.
Yerli Mahkeme Kararı ve İptal Süreci
Tüketici hakem heyeti, M.N.Ö.'nün talebi doğrultusunda kısmi bir iade kararı aldı. Ancak şirket, bu iade kararının iptali için durumu mahkemeye taşıdı. Mahkemeyi etkileyen yerel mahkeme, davanın sonuçlanmasında M.N.Ö.'nün tüketici sıfatına sahip olmadığı gerekçesiyle hakem heyetinin kararını iptal etti. Bu karar, Adalet Bakanlığı tarafından hukuka aykırı olarak değerlendirildi ve kanun yararına bozulması talep edildi. Yargıtay, bu durumu inceleyerek, daha önce verilen mahkeme kararının tekrar gözden geçirilmesi gerektiğini tespit etti.
Yargıtay’ın Bozma Kararı ve Tüketici Tanımı
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, yaptığı inceleme sonrası mahkeme kararının hukuka aykırı olduğunu ve düzeltmeye gidilmesi gerektiğini kaydetti. Daire, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 3. maddesinde yer alan "ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden kişilerin tüketici olarak tanımlandığını" hatırlatarak, durumun bu çerçevede ele alınması gerektiğini belirtti. Ayrıca davacının mesleki bir niyeti bulunmadığı ve dolayısıyla gerçek bir tüketici olduğu vurgulandı. Böylelikle, taraflar arasındaki uyuşmazlığın söz konusu yasaya uygun olarak değerlendirilmesi gerektiği sonucuna vardı.
Sonuç ve Gelecek Etkileri
Yargıtay’ın kararı, gelecekte benzer anlaşmazlıkların çözümünde önemli bir emsal oluşturabilir. Bu yeni karar doğrultusunda, artık tasarruf finansmanı sözleşmelerinin tüketici işlemi olarak kabul edilmesi gerekiyor. Yargıtay’ın bu bozmaya gitmesi, yalnızca bu davanın sonucunu etkilemekle kalmayıp, aynı zamanda benzer durumlarda da tüketici haklarının korunacağı bir zemin sağlamış oldu. Diğer taraftan, tüketicilerin bu tarz sözleşmelerde haklarını aramaları konusunda cesaretlendirici bir gelişme olarak değerlendiriliyor.