Türkiye, Avrupa’nın en büyük çelik üreticisi oldu

Türkiye, 2025’in ilk 8 ayında çelik üretiminde Avrupa’nın lideri, dünyanın ise yedinci büyük üreticisi konumuna yükseldi.

Çelik, inşaat, otomotiv, enerji ve makine sanayisinin temel bileşeni olarak, küresel ekonomi için hayati bir öneme sahip olmaya devam ediyor. Bu metalin dayanıklı yapısı, geri dönüştürülebilirliği ve geniş kullanım alanı, onu sanayi üretiminin merkezi unsurlarından biri haline getiriyor. Çelik üretimi sadece sanayileşmenin bir göstergesi değil, aynı zamanda ülkelerin ekonomik güçlerini belirleyen temel bir faktör olarak öne çıkıyor.

Çeliğin Kritik Rolü

Yenilenebilir enerji yatırımlarından altyapı projelerine kadar uzanan geniş bir alanda kritik bir rol üstlenen çelik, sürdürülebilir büyümenin en önemli taşlarından biri olarak değerlendiriliyor. Hızla gelişen endüstriyel ihtiyaçlar doğrultusunda, çelik ürünleri, modern ekonomiler için vazgeçilmez hale gelmiş durumda. Her geçen gün artan nüfus ve şehirleşme, çelik talebini sürekli olarak artırırken, bu durumun karşılanabilmesi için üretim kapasitesinin de artırılması gerekiyor. Bu nedenle ülkeler, çelik endüstrilerine büyük yatırımlar yapmakta ve teknolojik yeniliklerle sektörü güçlendirmeye çalışmaktadır.

Dünya Çelik Üretiminde Çin'in Dominasyonu

Dünya Çelik Birliği'nden alınan verilere göre, 2024 yılı itibarıyla Çin, 1 milyar tonluk ham çelik üretimi ile dünyadaki diğer tüm ülkelerin toplam üretiminden daha fazla bir rakam hedefliyor. Bu, Çin'in dünya çelik pazarındaki etkisini bir kez daha gözler önüne seriyor. Çin'den sonra gelen Hindistan, 149 milyon ton ile ikinci, Japonya ise 84 milyon ton ile üçüncü sırada yer almakta. ABD, 79,5 milyon tonluk üretimi ile dördüncü, Rusya 71 milyon ton ile beşinci, Güney Kore ise 63,6 milyon tonla altıncı sırada bulunuyor. İlk on içerisindeki diğer ülkeler arasında Almanya, Türkiye, Brezilya ve İran yer almakta. Bu ülkeler bir araya geldiğinde, küresel çelik üretiminin yaklaşık yüzde 85'ini karşılamaktadırlar.

Türkiye'nin Çelik Üretiminde Yükselişi

Türkiye, 2024 yılında 36,9 milyon ton gibi bir üretimle dünyanın 8. büyük çelik üreticisi unvanını elde ederken, 2025 yılının başında Avrupa'nın en büyük çelik üreticisi konumuna yükselebilir. Türkiye Çelik Üreticileri Derneği Genel Sekreteri Veysel Yayan, Türk çelik sektörünün geniş bir coğrafyaya, 180’den fazla ülkeye ihracat yaptığını ifade etti. Bu dinamik, Türkiye'nin küresel tedarik zincirindeki önemini artırmakta. Sektör, esnek yapısı, yüksek ürün kalitesi ve zamanında teslimat özellikleriyle dikkat çekmekte. Bu güçlü özelllikler, Türkiye'nin dünya çapında çelik üretiminde daha rekabetçi bir konumda yer almasına yardımcı olmaktadır.

Çin’in Olağanüstü Üretim Kapasitesinin Etkileri

Çin'in üretim gücünün dünya çelik arzı üzerindeki etkisi, tüm ülkelerin sanayi kollarını kırılgan hale getirebiliyor. Kovid-19 pandemisi döneminde birçok ülkenin üretim tesisleri kapatmak zorunda kalırken, Türk çelik sektörü bu dönemde üretim rutinini sürdürdü. Ancak, Çin ve Uzak Doğu ülkelerindeki düşük iç tüketim, üretim fazlasının dünya pazarlarına yönlendirilmesine neden oluyor. Yayan, Çin'de yüzde 1'lik bir tüketim düşüşünün dünya piyasalarına 10 milyon tonluk ek satış anlamına geldiğini belirtiyor. Bu durumda, diğer Uzak Doğu ülkelerinin de benzer bir durumla karşılaşabileceği öngörülüyor.

Korumacılık Önlemleri ve Rekabet Gücü

Korumacılık politikaları, çelik sektörünün bulunduğu zorlu rekabet ortamını daha da kompleks hale getiriyor. ABD'nin yüksek vergileri, Avrupa Birliği'nin uygulamaları ve benzeri diğer önlemler, dünya çelik pazarını etkiliyor. Yayan, bu durumun Türkiye'nin en büyük ihracat pazarı olan AB'ye yönelik etkilerinin kritik olduğunu belirtiyor. Sektör, bu tür önlemlerle başa çıkmak için yeni stratejiler geliştirmekte ve mevcut pazarın çeşitlendirilmesi hedeflenmektedir. Tüm bu gelişmeler, Türkiye'nin çelik sektörünün geleceği üzerine belirsizlik yaratmakta ve bu durum, üretim kapasitelerinin kullanımı ile karlılığı olumsuz yönde etkileyebilmektedir.

Güçlü Bir Çelik Sanayisinin Önemi

Veysel Yayan, güçlü bir çelik sanayisinin yalnızca ekonomik büyümeye katkı sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda ulusal güvenlik ve sürdürülebilir kalkınmanın da önemli bir unsuru olduğunu vurguladı. Dışa bağımlılığı artıran üretim süreçleri, önemli sektörlerdeki tedarik risklerini artırmakta. Türk çelik sektörü, hem iç talebi karşılamak hem de ihracat potansiyelini güçlendirmek için yoğun yeşil dönüşüm yatırımları gerçekleştirmekte. Yayan, hedeflerinin yüksek kalite ve sürdürülebilir üretim altyapısının geliştirilmek olduğunu belirtiyor. Ayrıca, yüksek katma değerli ürünler üzerinde yoğunlaşmak için kapasite geliştirme projelerine hız verdiklerini aktaran Yayan, Türkiye'nin uluslararası rekabet gücünü artırmak için gereken adımları atmaya devam edeceklerini ifade etti.

İLGİLİ HABERLER