İsrail televizyonlarında duyulan “Beer Sheva'ya kadar ulaşabilir” ifadesi, Türkiye'nin savunma sektöründeki etkileyici hamlelerin bölgedeki dinamiklerini gözler önüne seriyor. Özellikle son zamanlarda tanıtılan hipersonik özelliklere sahip Tayfun Blok-4 balistik füzesi, teknik açıdan bir zaferin yanı sıra Orta Doğu'daki güç dengelerini değiştirebilecek önemli bir caydırıcılık unsuru olarak öne çıkıyor. Tel Aviv Üniversitesi’nden Dr. Hay Eytan Cohen Yanurocak, bu füzelerin etkisinin derin olduğunu ve Türkiye'nin savunma politikalarını yeniden şekillendirdiğini vurguluyor.
Tayfun Blok-4 Füzesi: Stratejik Önemi
Tayfun Blok-4 füzesi, 1800 kilometrelik menzil kapasitesi ile Türkiye'nin güney bölgelerine yerleştirildiğinde Beer Sheva dahil tüm İsrail topraklarını hedef alabiliyor. Yanurocak, “Artık Tel Aviv de dahil olmak üzere bütün İsrail menzil altında.” diyerek bu durumun ciddiyetine dikkat çekiyor. Füzelerin sadece askeri bir araç değil, aynı zamanda Türkiye'nin yeni bir caydırıcılık seviyesine geçiş yaptığını ifade etti. 7 Ekim sonrası gelişmelerin, Türkiye’nin savunma stratejisini gözden geçirmeye zorladığını belirtiyor. Bu durum, yalnızca askeri anlamda değil, diplomatik ilişkilerde de yeni sorgulamalar yaratabilir.
Türkiye’nin Stratejik Varlığı ve Askeri Gücü
Tayfun Blok-4’ün askeri gücünün yanı sıra, Türkiye'nin Batı ile ilişkilerindeki olası bir gerginliği de tetikleyebileceği öne sürülüyor. Yanurocak, NATO'daki üyelikten çıkarma mekanizmasının bulunmadığını ancak Türkiye'nin Batı’dan uzaklaşmasının, kendisini Rusya ve Çin'in etkisi altına sokabileceğini ifade etti. “Türkiye ile olası bir çatışma, İran'la yaşanan savaşa benzemez; Türkiye, geniş bir donanma ve güçlü bir operasyonel kapasiteye sahip.” diyerek olasılıkların ciddiyetine işaret ediyor. Askeri hazırlıkların yanı sıra diplomatik ilişkilerin de yeniden gözden geçirilmesi gerektiği vurgulanıyor.